28.11.18

AHİR ZAMAN ÜMMETİ EDEVAT VE MEŞGALESİ NELER OLACAK?


AHİR ZAMAN ÜMMETİ EDEVAT VE MEŞGALESİ NELER OLACAK? 

Ahir zaman ümmetinin olmazsa olmaz  dört önemli edevatı olacaktır.

BUNLAR;

1 KİTAP
2 SEYİRLİK
3 İDARECİ VE GÖZ CİHAZI
4 DEMİR AT

İmdi bunları gücümüz yettiğince tek tek açıklamaya çalışalım.




1 KİTAP:

KİTAP;  o dur ki bizim bildiğimiz kitaplara asla benzemez. Üzerinde parmak gezdirmek ve numeroları seçmek sureti ile okunur. Okuyanların ise; uzayın, arşın, ferşin mahrem yerlerini, istenilen yere, veyahut istedikleri yeri kendi mekanlarına ol dedikleri zaman ol anda taşır. Ya da ol zamanda kendi ol mekanlara birkaç yazı ve numero ile gidebilir.
Yaşayan bir kulu hangi devlet, hangi delik, hangi arz ve ferçte olursa  olsun onu ol zaman içinde  bulur. Bulunan ol isteği kabul eder ise aynı mekanda salisen buluşturur.

İleri tarihlerde ol Kitaba seyirlik te eklemek mümkün olabilir. İlk zamanlarda Kitap sadece ses üzerine bina edilmiştir.





2 SEYİRLİK

SEYİRLİK: Seyirlik odur ki tıpkı ol zaman kullanılan kitaplara benzer. Tek sayfa içinde tüm kainatta olmuş olacak her şeyi haber verir. Gösterir.  Sesleri de duyulur ve anlaşılır. Her kavmin seyirliği kendi dilinde olup, Tüm dünyayı istediği gibi yönetir, Beni ademin ne yiyeceklerine, ne giyeceklerine, nereleri gezip ne okuyup ne seyredecekleri hakkında hüküm verir ve bu hükmü de uygular. Hatta evlilik ve mahrem yerlerine de girer. Kitap ile hemen hemen aynı işleri yapar. Oturduğu veya yattığı yerden istediği ülke ve beldeye geçup, yabancı lisanları duyar, görür, Canı isterse muhaberat toplar, isterse eğlence amaçlı da kullanabilir.
Lakin seyirlik biraz büyükçe ve ağır olduğundan ol seyirliği istedikleri gibi her yere taşıyamazlar. Bu onlarla pek sorun olur. Ona özel oda tahsis edip en ağır misafirleri ol seyirlikte ağırlarlar. Hatta seyirlikleri olmayanları ateşperestler gibi dışlar alay ederler. Ol seyirlik faaliyette iken birbirleri ile konuşmaz, sohbet etmez ve edenleri de görgüsüz kabul ederler,



3 İDARECİ VE GÖZ CİHAZI

İdareci odur ki; Küçük,  içinde kitap ve seyirliği olan, lakin görünmeyen bir güç ile diğer tüm kitap ve seyirlikleri terbiye eden, hatta Demir atı dahi terbiye edeceğini duyduğum idareci, adı üstünde idare eder.  Kitap ve Seyirliğin çalışma sürelerini de keyfiyete göre ayarlar.

Göz cihazı ise kitap ve seyirlik gözlerini daha çabuk bozduğundan dolayı, ve  her daim gözlerini dinlendürmeyip tüm işleri uykusuz ve yorgun göz ile yaptıkları içün göze göz  ayarı yapar. 2 penceresi vardır. Onu takınca yeniden doğmuş bebek gibi görmeye başlarlar.

https://www.ekopangea.com/2017/09/11/ulasim-tarihi2/

4 DEMİR AT:

Demir at odur ki. Bildiğimiz at gibi kullanılır ve seyreder. Çok hızlı ya da çok ama çok yavaş isteğe göre  hareket kabiliyetleri vardır.Bunlar yemez, içmez, yorulmaz, asi gelmez. Bin şu kadar güçlü bi o kadar da hızlıdır.Üstüne bir kişi binebileceği gibi kırkbin kişinin de binebileceğini duydum. Seyirlik ve kitap dışında bu atın bakımı ve gezdirilmesi ile meşgul olmaktan, onu tamir edip, yıkayıp temizlemekten  pek bi zevk alırlar. Çok çeşitli renkleri ve tercihen bir, iki, üç, dört hatta kırk ayaklılarına kadar sahip olabilirler. Bildiğimiz ev ya da hela kapısı gibi kapıları, pencereleri, önünde ışığı sağlayan kandilleri, ayak yerine lastik pabuçları bulunur.
İçinde seyirlik ve Kitap olanları da vardır. Onlar daha makbul ve biraz pahalıdır lar.


İşte bu dört Eşyayı Şahane ol ahir zanan ümmetini ibadetten, eş dost ziyaretlerinden, çalışmaktan öyle bir alıkoyar ki Çocuk ve ana babalarına dahi yeterince zaman ayırıp bakamaz. Kendi işlerini bile çoğu zaman bırakıp, sonraya tevdi eder. Velev ki en yakınının  Cenazesi dahi olsa tam da bu gün mü ölünür, halbu
ki bu gün seyirlikte şu vardı, Kitapta bunu okuyup, At ile şura gidecektim demekten define dahi giden olmaz. Defin işini özel tahsis edilmiş devlet memurları usulünce hal ederler.

Söylemeden geçmeyim bu dört edevatın dördü de Takatini bizim bilmediğimiz bir ağaçtan alırlar.

https://www.ekopangea.com/2017/09/11/ulasim-tarihi2/
Selam ve dua ile.
Kaynak belirtemiyorum, Esinlenmedir.

BU ORDU SON ORDU YAA RAB!





Aziz Milletim!


Yüzyıllardır bu millet esir olmamış. Zulüm yapmamış, gasp etmemiş, kalleş olmamış, mazlumu, maduru korumuş, Şerrin karşısında daima dimdik durmuş ve asla "Barbarlık" yapmamıştır...

Türk Milletini tarihten çekip çıkartalım Dünya Tarihi diye, hatta Tarih diye hiç bir şey bulamazsınız. Okuyamazsınız. Geriye İlyedea ya da Odysea gibi üç beş destanlar kalır. Allah bilir orda da Türk Damgası vardır. Türklükten emmareler vardır.

Yeniden Türkçülüğü hortlatma gibi bir niyetim yok. Milliyetçilik ayaklarımın altındadır.(Veda Hutbesi) Ama bin defa yer yüzüne gelirken soranlara yine Türk olarak gelmeyi arzu eder. Her zaman Türk olduğum için onur duyarım.

Ben Türk'üm. Ama "Ne Mutlu Türk'üm diyene" deki tuzağa asla düşmem. Çünkü ben aynı zamanda ve öncelikle Müslümanım Elhamdülillah.


Aklıma gelmişken tekrar yeryüzüne Türk olarak mı,
Müslüman olarak mı gelmek istediğimi sorsalar elbette ki önce Müslüman olarak gelmeyi yeğlerim.
Ve "Ne Mutlu Müslümanım diyene!" yi diğerinin yerine tercih ederim.

-90 yıl çakma bir tarih ile yaşatıldık ta ne oldu?

Yine özümüzü bulduk.
Yine buluruz
Yine bulacağız.

Bulmak zorundayız

Çünkü;
Türkler asla kavmiyetçi ya da ırkçı olmamıştır. Her daim ırkının üstünlüğünü dünya uluslarının tepesine vura vura dünyaya kanıtlamıştır.
Kanıtlamaya da sonsuza dek devam edecektir.

Türklerin bölünmeleri her zaman küçülmelerine, ve yine her zaman dış güçlerin büyüklüğü hile ve desiseleri ile içteki hainleri harekete geçirerek parçalanmış, küçülmüş ama asla yok olmamalarına,...

Birleşmeleri ise yine her zaman içteki şuur ve asaletleri, dini, örfi, gelenek ve göreneklerine bağlılık, saygı, sevgi, hoşgörü, Vatan ve Millet ve onları yönetenlere itaat ile sahip çıkmaları dolayısı ile büyümelerine tarih her zaman şahit olmuştur. Kıyamete kadar da bu böyle devam edecektir. Hiç endişeniz olmasın.

Tüm şer güçlerin türlü hile ve desiselerine rağmen bu günlerde yine inadına birlik, yine inadına beraberlik ve yine inadına yükselmeye başladığımız bu günlere tüm dünya şahit olmaktadır.

Olacakta.

Çünkü bu Ulus Hz. Muhammed'in övgüsüne mazhar olmuş, Hakkı savunan, batılı def eden Mazlumların umudu, adları ne olursa olsun Şer'lerin korkulu rüyası Allah'ın son ordusudur.

Ve bu sürece Rahmetli Adnan Menderes'e yapılan haksızlık, Müslümanım demeye çekindiğimiz zamanlar Milliyetçi Mukeddesatçı Ülkücüler ile korunmuş, Rahmetli Necmettin Erbakanın Adil Düzen Teorisi ile temelleri atılmış, Recep Tayyip Erdoğan ile tüm engeller sabırla, metanetle, dünyanın kendi kanunları ile "Dur Artık Biz varız." Mazlumları koruyup, Şerlere hadlerini bildireceğiz deme sürecine girilmiştir.

Allah Yar ve Yardımcımız olsun.
Selam ve Dua ile...